bugün

entry'ler (8)

akıl oyunları

russell crowe'un oyunculuğunu döktürmüş olduğu drama/ belgesel filmdir, türünün en iyilerindendir. her insan temelinde farklı anlamlar çıkarır senaryodan, film ortasında kadar çok başarılı bir matematikçiyi izlerken sonrasında asıl konuya gelince çok farklı durum olduğu anlaşılıyor. akıl ve deliliğin sıradışı bir anlatımı gösteriliyor.

2001 yapımı olmasına rağmen çekim kalitesi, sahneler ve dekorlar eşsiz niteliktedir.

exam

tek mekanda geçen düşük bütçeli fakat film süresince soluksuz izlenilen filmdir. son dakikasına kadar gizemini korur, sınav kurallarını açıklayan kişinin söylediği sözler iyi düşünülmüştür tek mekanda, birçok soru işareti içerir. yönetmeni ve senaristi aynı kişidir.

pek tanınmayan oyucu kadrosuna sahip fakat oyunculukları güzel, normalde birçok filmde zaman zaman filmin kalan süresine bakma alışkanlığım varken, bu filmde filmin çekiciliği nedeniyle böyle bir ihtiyaç duymadım. sıkmadan, boğmadan kendini izlettiriyor.

sikayetvar com

alışveriş yapmadan önce firma hakkında mutlaka deneyim yaşamış olan müşterilerinin şikayetlerine baktığım site, şikayet yazmanız için sms doğrulaması istenmekte. şikayetin düzgün bir türkçe ile yazılması gerektiğini vurgular yazılmadığı taktirde şikayet doğal olarak onaylamıyor. zaman zaman firmaların kendileri hakkında şikayet oluşturulunca hızlı bir şekilde çözüme kavuşması için ellerinden geleni yaptıkları görünüyor bunun nedeni ise şikayetin herkez tarafından görünebilmesi.

firmalar kurumsal üyelik için para ödemek zorundadır kurumsal üye olmadıkları taktirde kendileri hakkında açılan şikayetlere cevap verememektedir.

r10

uzun yıllarır üyesi olduğum, üye olmayanlara davetiye ihtiyacı hissettiren webmaster platformu, bir ara veri kaybı yaşamıştır. ön planda olan genelde eski üyeler, zaman zaman üyelik alımları açılıyor. üye olmak için iki farklı seçenek mevcut birincisi daha önce üye olmuş ve davetiye hakkı olan birinin sizi referans olarak göstermesi ikincisi ise standart üyelik başvurusunda bulunmak.

başvuru onaylanması için öncelikle domain uzantılı mail adresi istenmekte daha sonra başvuru yapan bekleme sürecine alınır, bu başvurulara olumlu yanıt gelirse üyeliğiniz kabul edilir. başvuru kabul edilmezse herhangi bir olumsuz yanıt gelmemekte. işin kötü yanı ise başvurunun onaylanması ile ilgili herhangi bir zaman dilimi yoktur.

üye olanlar için trade sistemi en önemli etkenlerden biridir, forum içerisinde yapılan alışverişlerde üyeler arasında trade sayısı göz önünde bulundurulur fakat bu trade sayısı fazla olan üyenin dolandırıcı çıkmayacağı anlamına gelmez.

john forbes nash

şizofreniyi kendi içinde savaşarak atlamak isteyen sonrasında görmezden gelip onunla birlikte yaşamış olan insandır. şizofren matematikçi olarak tanınır. üniversite yıllarında çoğu öğrenci onun homoseksüel olduğunu düşünüyormuş fakat hemen hemen her 'deha' gibi zekasını çocukluğunda belli etmemiş.

1949 yılında henüz 21 yaşındayken yazdığı bir makale, ona tam 45 yıl sonra ekonomi dalında nobel ödülünü kazandırıyor ve muhteşem bir konuşma yapıyor, makalesinde insan doğasına ait birçok şeyi çok daha iyi anlamamızı sağlayan orjinal fikirlerden bahsediyor. öğrencisi ile evlenmiş. 25 yıl kapatıldığı hastanede halüsinasyonlarla dolu yaşam sürdürmüş bu süre içerisinde matematiği tamamen bırakıp nümeroloji ile ilgilenmeye başlamış.

bunca dram içeren hayatın ardından geçirdiği bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir, büyük kayıp.

martı jonathan livingston

zaman zaman açıp okuduğum kitaptır. richard bach tarafından yazılmış, bir martının hayatını ve bize kendi sınırlarımızı aşabileceğimizi söyleyen, bir ders vermek amacıyla yazılmış masal türünde bir kitaptır. bu kitapta jonathan'ın hayatı, uçuş denemeleri vb. olaylar anlatılıyor. okuyanlar tarafından farklı anlamlar çıkarılıyor kitabın popüler olmasının en büyük nedenlerinden bir taneside bu oluyor.

oldukça kısa bir kitap aslında martı, hatta o kadar kısa bir kitap ki en fazla bir saat içerisinde bitirmiş oluyorsunuz. fakat verdiği tat yıllar boyunca gitmiyor aklınızdan. tam bir düşünce ziyafeti diyebiliriz martı jonathan livingston için.

okuduktan sonra hayatımı değiştirdi yorumunuda bulunan okuyucuları vardır, tek solukta okunabilir akıcı bir hikayeye sahip kitap.

yazarların ateist olma hikayeleri

sıradan inançlı bir aile ortamında büyüdüm, kuran kursuna gönderildim. öncelikle ansiklopedi karıştırmaya meraklı küçük bir çocukken tanrıya dair sorgulamalara başladığımı hatırlıyorum. allaha inanıyordum fakat sıradan dindarların baktığı açıdan değil, bilimsel açıdan ona dair cevaplar arıyordum. sonraları internetin yayılması ile birlikte dinler hakkında yüzlerce makale okudum, dinler hakkında bilgisi olan farklı insanlarla konuştum ve kararımı verdim, o zamandan bu yana inanmıyorum.

5–6 yıl önce daha farklı bir açıdan tanrı konusuna bakabileceğimi fark ettim. bana tanrının bir masal olduğunun ipuçlarını veren bilimsel kitaplar üzerine, türkçe olarak kuran’ı da okudum. kuran’ı ana dilimde tarafsız bir gözle okuyunca, akla mantığa uymayan, sıradan mitolojik bir öğe olduğunu gördüm.

bazı inanan insanlar sırf ben inanmıyorum diye kötü biri olmak zorundaymışım gibi davranıyorlar bana sanki hiçbir erdeme sahip olamazmışım sanki bütün iyiliğin kaynağı inançmış gibi. yok öyle bir şey insanlara kötülük yapmamak için haklarında kötü şeyler düşünmemek için inanca ihtiyacım yok. yine iyi biri olabilirim. çünkü inanç temelinde diğer tarafla ilgili olan bir şey o da varsa; bu dünyayı o kadar bağlamıyor. en azından benim için bu şekilde.

bu entry ile ilgili dikkat çekmek istediğim nokta, tanrı'ya “inanmıyorum” değil, “inanamıyorum.” din, tanrı, ölüm sonrası yaşam, kutsallık, ruh ve ibadet konularının tamamı bana mantıksız görünüyor.

pişman olmak istemeyenlere tavsiyeler

- tavsiyelere çok fazla kulak asma, yaşayıp öğren çünkü herşey geride kalır ama başarı öyle değil.
- yarın yaparım diye ertelediğin şeyleri bugün yap.
- kimseyi kırmamaya özen göster, yalnız kalma.
- işini sevmiyorsan istifa et, sevdiğin işe yönel vaktini harcama.

Önemli olanın başkalarının kararları değilde kendi karalarının olduğunu bilmen gerekir. Çünkü çoğu insan kendi karaları doğrultusu yerine başkalarının karaları ve düşünceleri dahilinde hareket ediyor ve iş işten geçtiğinde pişman oluyor, bundan kaynaklı şikayetler çoğalıyor. Kendi kararları doğrultusunda mantıklı seçimler yapan insanlar asla pişman olmazlar. Aldığı kararlar doğrultusunda başarısız olsa bile tecrübe sahibi olur ve bu bir sonraki kararın uygulanmasında ona yol gösterir. Bunu söylerken demek istediğim sadece sizin düşünceniz önemlidir demek değildir. Aslında demek istediğim karar almadan önce bilen birilerine danışın ama sadece bilen insanlara sonra kendi kararınızı kendiniz verin. Deneyen insanlar emin olun pişman olmayacaklar.